Karşılıklı Oturma Parodisi

Otobüsten inerken o kadar benimsedim ki oturduğum ekibi; herkese iyi akşamlar diledim. Tabi içimden! 

Otobüse önce ben bindim. Güyya güzel yeri kaptım. Hop yanıma bir adam atladı; cep telefonunu çıkarttı; oynamaya başladı. Bakıyorum facebookta. Sonra hızla başka biri geçti karşıma. Omuz askılı çantası olan çocuk. Önce uykulu ruh hali sonra kulaklık ve müzik. Kimsenin anlamadığı garip bir uyum vardı otobüste. Herkesin görevi belli.

Şimdi bu hikayedeki en marjinal kim diyeceksiniz kesinlikle ben değilim. Ben aval aval millete bakan insanım. Hatta bazen öyle bakıyorum ki yeni gelenlere; karşımdaki çocuk bile merak edip bakıyor arada; ne oluyor olay var mı diye.

Yaklaşık 45 dakika geçen yolculuğumuzda sabit üç kişiydik. Sağ çaprazımdaki koltuk bir güzel bayan, bir dershane öğrencisini ağırladı. Boynuna bir broş takıp, lacivert pantolon giymişti. Gelip oturunca baktı tabi hatun, kimle oturuyorum ben diye. Hatta şaşırdı, 'beni niye kimse takmıyor lan' diye. Bizde içimizden şöyle dedik: "Herkes işinde gücünde hanım. Bu vakitte senin güzelliğini bakışlarıyla takdir edecek bir insan evladı yok. Bunu bil önce." Bu ilgisizlikten sıkılan kadın, on dakika sonra düz yöne oturmak için otobüsün en önündeki koltuğa geçti. Hepimiz baktık ve içimizden dedik: 'Büyük Satış'.

Kendimizi çok garip hissediyoruz derken, hop dershane genci boşalan yere oturdu. Elinde deneme sınavı kitapçığı. Sahil yolunu geçerken bir duygusal olduk tabi. Kafamızı cama falan yasladık. 'Ey güzel İzmir' dedik. Derken herkes toparlanmaya başladı. Ben çantamdan anahtarımı çıkardım, karşımdaki kulaklığını toplayıp çantasına attı, yanımdaki hiç bozulmadı. Ben ineceğim durağa gelirken garip bir hüzün yaşadım ve dedim: İyi yolculuklar gençler. Hiç bozmadan böyle devam edin. Zate benim yerimi kimseye vermeyin. Hadi eyvallah.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hassas Birisi

Çiçeksepeti Eğrisi

En Kötü Düşüşlerim