Bu Sene Daha Da Zor Geçecek Arkadaşlar

Sene bitmiş, herkesin performans görüşmeleri yapılmış, maaş zamları üç beş belli olmuşken aklıma ilk iş yerimdeki bir anım geldi.

Mezun olduğum sene bir ajansta işe başladım. Okul biter bitmez işe girdiğim için aşırı heyecanlıydım. İşler iyi gidiyordu, benden memnun gibiydiler. İkinci ayın sonunda iyi gidiyorsun, senle devam ediyoruz, yılbaşında da zam yapacağız, bravo böyle devam falan dediler. Konuşmadan sonra biraz rahatlamıştım ama yine de diken üstündeydim. Öğrencilik hayatı sonrası ilk işim olduğu ve ailemden ayrı bir şehirde yaşadığım için her an işsiz kalabilirim korkusu yaşıyordum. Yaptığım işin iyi mi kötü mü olduğunu ölçecek durumda olmadığımdan sadece deli gibi çalışıyordum.

Bu sırada kemik kadro yerinde dursa da ajansa sürekli girip çıkan oluyordu. Bu durum beni giderek geriyordu. Halbuki bulunduğum sektörde iş değiştirmek çocuk oyuncağı bi şeymiş. Çok sonradan anladım. Neyse gel zaman git zaman altı ayı devirdim ajansta. Yıl sonu geldi, ben bırak zammı işi kaybetmeyeyim korkusuyla ne yapacağımı şaşırmış, hemen hemen her gün mesaiye kalmaya başlamıştım. 

Yıl sonu geldi. Ajansta küçük bir parti, yemeler içmeler, keyifler yerinde derken sıra malum konuşmaya geldi. Patron herkesin yeni yılını kutladı. Arkadaşlar bu sene çok zor geçti hepimiz için, aramızdan ayrılanlar olmasına rağmen az kişiyle çok iyi işler çıkardık, hepinizin eline sağlık falan dedi. Önümüzdeki sene bu seneden daha da zor geçecek küçülmeye gidebiliriz, değil zam yapmayı bu ayki maaşınızı bile garanti edemiyorum dedi. Herkes homurdanmaya başladı. Beni aldı derin bir keder. Zam almayı geçtim, son giren ilk çıkar mantığıyla juniorları gözden çıkarabilirler diye dertlenmeye başladım. Uzun süredir çalışanlar acayip sinirli, herkes ben iş bakıyorum abi zaten diyorlar. Öyle bi şey olursa ben naparım hiç bilmiyordum. Neyse biraz patrona biraz ülke ekonomisine sövüp, biralarımızı bitirdikten sonra morallar bozuk şekilde evlerimize dağıldık. 

Yılbaşı tatili geldi. Durumu ailemle konuştum. Maaş almama rağmen hala ailemden destek alıyorum mecburen. Dedim böyle böyle. Her şeye hazırlıklı olun. Kiramı bile ödeyemeyebilirim. Hayırlısı olsun, yanındayız gazı verdiler. 2 gün tatilimi yaptım, döndüm işin başına. Baktım maaş yatmış hem de zamlı. Küçük bir zam yapmışlar maaşıma ama bu bile bana fazla diye düşünüyorum. Aşırı mutluyum. Yemek param yatmamış ama çok da sorun değil diyorum içimden. İşimi hala kaybetmediğim için şanslı sayıyorum kendimi. 

Benim aşırı mutluluğumun yanında eski çalışanlar o gün aşırı sinirliydi. Hayırdır noldu falan diye sordum. Patron ortada yok dediler. Eee yani ne var abi patron her gün gelcek diye bir şey yok sonuçta. Abartacak ne var bunda dedim. Biz neyin derdindeyiz adam neyin derdinde, madem çok iyi durumdaydın, insanları neden işten çıkardın, hani bizim zamlar, bari yemek paramızı yatıraydın insafsız diyorlardı sigara molasında. Ben zam alan şanslı azınlık arasında olduğum için çok ses çıkarmadım o sıra. Olayın kokusu sonradan çıktı. Meğersem patron bizle o konuşmayı yapıp  İsviçre'ye kayağa gitmiş. 1 ay kadar da gelmeyecekmiş. 


Bu haberi duyunca ne yalan söyleyeyim bana bir rahatlama geldi. Normalde sinirlemem gerekirdi ama diğer arkadaşların aksine aşırı mutluydum. Asgari ücretin azcık üstünde maaş alıyordum ama o gün patronumun alplerde keyifle kayıyor olması beni aşırı mutlu etmişti. Dedim demek her şey yolunda, şirket daha batmıyor, batacak olsak herhalde bu kadar keyifle kaymazdı diye düşünüyordum. Hadi batacağız diyelim benim bit kadar maaşımın üstüne de yatmaz o kadar eşek değildir diyorumdum. Tatil olayını öğrenmemle birlikte her şey kafamda oturmuş, şirkete güvenim birden artmıştı. 

O gün bugündür patronların "zor günlerden geçiyoruz arkadaşlar, enflasyon, vırt zırt" konuşmalarını çok ciddiye almıyorum. Maaşınızı zor ödeyeceğim deyip tatile gidenler, zam vermeyip metresinin altına ikinci jeepi çekenler varken bizim hangi yalana inancağımızı tahmin etmek güç bir durum. Muhtemelen bugün aynısı olsa ben de sinirlenip hakkını arayan tarafta olurdum. Ama gel gör ki ben o zamanki aklımla patronuma güvenmeyi seçmiştim :) Yani Teomanın dediği gibi bazı yalanlar güzel bazı gerçekler acıymış.



Yorumlar

  1. ahahahaha yine gülsem mi ağlasam mı ikileminde kaldığım senaryolardan biri. Yorumun başında gülmüşüm şimdi ağlamaya gidebilirim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

anlat hadi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hassas Birisi

Çiçeksepeti Eğrisi

En Kötü Düşüşlerim